Sanayileşmiş batı ülkelerinde
arı kolonileri 2006 yılından beri %50 oranında azalmıştır. Einstein’ın ‘küresel ısınma’ üzerindeki çalışmalar
esnasında geliştirdiği ‘arılar teorisi’ birçok bilim adamının ve üniversiteleri araştırmaya, yeni teoriler ortaya
koymaya sevk etmiştir. Zira dünyadaki yiyeceklerin yüzde 90’ı toplam 100 bitki türünden elde edilmekte ve bu bitki
türlerinin 3’te 2’si arılar sayesinde yaşamını davam ettirebilmektedir. Ancak günümüz çevre koşullarında zarar gören arılar artık
nesli tükenen canlı türleri arasına girmek üzere, çünkü Ortadoğu’da bulunan arı nüfusunun yüzde 85’i ve ABD ile Avrupa’daki arı
nüfusunun yüzde 30’u azalmış durumdadır. Bilim insanlarınca da büyük önem verilen bu teori, Özön Grup’un da doğanın korunması ve
sürdürülebilirlik konularında yürütülen projelere destek olmasına neden oldu. Özön Grup arı nüfusunun çoğaltılması adına,
her bir arı için Afrika’da yürütülen “Hives Saves Lives” (Hayat Kurtaran Kovanlar) çalışmasına da maddi destekte bulunmaktadır.
Ayrıca Samsun ve çevresinde arıların en sevdiği bitkiler olan lavanta, kekik, adaçayı, biberiye, yonca, karahindiba, bakla,
acı bakla, hodan, nane, kabak çeşitleri, ayçiçeği, ıhlamur, iğde, kestane, erguvan gibi bitki ve ağaçların da ekimine de
destek olmaktadır.